2 Ekim 2008 Perşembe

Venedik'te Babamın Yelken Yarışını Takip Ettik.

Venedik'e varışımız gayet rahat oldu. Uçakta ben güzelce uyudum, sonra da Lido adasına gitmek üzere Alilaguna denilen vapurlara bindik. Ben her zamanki gibi çok eğlendim. Babam bavulları taşırken biraz yoruldu, annem de pusete oturmamakta direnen beni taşırken :)
İlk günü otele yerleşip dinlenerek geçirdik. Ertesi gün sabah erkenden kahvaltımızı yapıp ekiple hep beraber Certosa adasına gittik. Babamlar yarışacakları tekneye ve rotaya alışmak için antreman yaptılar. Biz de annemle cafe'de oturduk. Öğleden sonra babam dönünce hep beraber Lido adasını keşfettik. Bindiğimiz vapurlarda ve yarış için tutulan motor teknede herkese gülücük dağıttım.
Anne ve babam da benim sayemde herkesle samimi olmak zorunda kaldı :)
2 günlük yarış boyunca annem ve ben sürekli yarışı takip eden motor teknede takipteydik. Ama babama ben bile şans getiremedim. İlk gün sabah yarışarak sonuncu tamamladılar. Bahaneyi tekneye buldular. İkinci gün tekne değiştirip öğleden sonra yarıştılar , bu sefer de bir şansızlık sonucu (!) yarışın dönüş şamandıralarından birine takılıp şamandırayı sürükleyip diğer ekipleri de şaşırttıkları için diskalifiye oldular. Enteresan olan ve annemin bir türlü anlayamadığı nasıl sonuncu değil de 37 ekip arasında Çek Cumhuriyeti ekibini geçip 36. oldukları idi . Annem ve ben kesinlikle çok eğlendik :D Cumartesi gecesi parti için süslendim püslendim ama daha yolda iken saat 20:30 da annemin omzunda uyuyakaldım :(

Yarıştan kalan vakitlerde sokaklarda dolaştık, ben her gün en geç 19da uyuduğum için anne ve babam da ya benimle uyudu ya da beni uyurken pusetle sokaklarda gezdirdi. Anne ve babam Lido adasında en çok tavsiyeyle gittikleri Bar Al Ponte'yi beğendiler. Yedikleri deniz ürünleri çok lezzetli imiş ama ben uyuduğum için yiyemedim :( Büyüyünce Venedik'e bir daha gideceğim onlardan yemek için. Ama anne ve babamla değil sevgilimle :D




Bazı günler adada babamı beklerken sıkıldım, annem de beni çimenlere bıraktı sonunda. Çok sevindim, hemen çimenleri yolup ağzıma attım. Pek de bir şeye benzemiyormuş tadı :)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kukacık,
duydumki unutmuşsun en sevdiğin amcadayını ve oğlunu. Haklısın bizde seni çok özledik ancak aramızda engeller var. Bunlar kısaca Sinem halan, Berna teyzen ve Erçüş. Biz size gelip seninle oynamak için can atıyoruz. Bir türlü diğerlerinin ortak vaktini ayarlayamadık. Sinemle Berna çok çalışıyorlar, Erçüş ise iftardan sonra tam bir löp et olarak uyukluyor. Hatta siz yokkene bi akşam onlara gittik. İftar yaptıkdan sonra koltuğa oturdu ve hiç konuşmadan öyleee bi gözü kapalı bi gözü açık şunlar gitselerde azıcık uyuklasam modunda mayıştı. Bide arada Sinemle Bernaya çaktırmadan esnedi. Ama bizden kaçmaz.:)))
Şimdi buradan hepsine duyuru yapmak istiyoruzz. Bizim Kuka ile buluşmamız engellenemez. Ne yapın edin bizi birbirimize kavuşturun.
Seni hasretle öpüyoruz.
Emir Ve Babası