31 Ağustos 2008 Pazar

Denizi Çok Seviyorum ...

Annem ve babam ben doğmadan önce de hafta sonları Akçakese'ye gidip yüzerlermiş. Ben de onlara katıldım artık ve denizi çok sevdim. Denizden çıkınca da mışıl mışıl dalga sesiyle uyudum. Daha ne olsun :)

Sabah gittiğimizde deniz çok sakindi güzelce yüzdük , oynadık.





Öğleden sonra dalga dedikleri köpük köpük şey oldu denizde , çok hoşuma gitti , babamın elinden tutup
denize yürüdüm. Ayaklarımı soktum ve uzun uzun seyrettim dalgayı .

Bu arada annem güneşten yanmayayım diye beni komik şekilde giydirdi, denize bu şekilde girmek zorunda kaldım, imajım sarsıldı :(

7.Ay da Bitiverdi :(

Hızlıca 7. ayın da sonuna geldik. Bu ay kilo almadığım gibi 150 gr. vermişim, boyum da hiç uzamamış :( Annem bu nedenle endişe içinde ama hareketli oluşum ve gelişim basamaklarını hızla tırmanışım nedeniyle avunuyor.
Neyse ki sıcaklar bitti de boynumdaki egzamalardan ve annemin sürekli krem sürmesinden kurtuldum .

Bu ay neler mi yaptım ?

Ağzımdan hece dahi çıkmıyor ama söylenmeye gelince bayağı iyi söylenebiliyorum :) Gezerken sesim asla çıkmıyor .
Keyfime çok ama çok düşkünüm , uyku ve yemek düzeni oturtmamak için elimden geleni yapıyorum.
Bu resimde gülümsediğime bakmayın, anneme beni alması ve fotoğraf makinesini bana vermesi için şirinlik yapıyorum aslında . Mama sandalyesinde oturmayı hiç ama hiç sevmiyorum.
Çünkü yemek yemeyi sevmiyorum, yemeklerle oynamaya ise bayılıyorum :)













Düşmeden oturuyorum artık ve yatma pozisyonundan oturma pozisyonuna da rahatça gelebiliyorum.

Emeklemek konusunda bayağı ilerleme katettim. Diz üstünde durup adım atabiliyorum.

Ayakta durmaya da bayılıyorum, yarım saat üşenmeden gülerek ayakta durabiliyorum.
Son bir haftadır sıralamaya da başladım. Oyun parkımın çevresinde dönüp duruyorum.
Son numaram ise tutunup ayağa kalkmak , yeter ki tutunacak bir şey bulabileyim , isteyince çok güzel ayağa kalkabiliyorum.

Ve işte ayakta durabildiğimin kanıtı video 'lar !

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Ziyaretler....

İstanbul'a gelince ziyaretlere başladık hemen. Önce Abu Dhabi 'de yaşayan ve doğum için Türkiye'ye gelen annemin kuzeni Alper dayı ile eşi Banu teyze ve yeni kuzenim Batu'yu ziyaret ettik. Batu henüz çok ufak ama eminim o da benim gibi hızla büyüyecek. Alper dayıyı ve onları çok özleyeceğiz.
Bir öğle vakti Meltem teyze hasretime dayanamayıp yine hediyeleriyle beni görmeye geldi , annem de ben de onu çok özlemişiz. Tabi ki beni çok büyümüş ve çok değişmiş buldu.

Perşembe günü ise annemin arkadaşı Aslı teyze ve kızı Zeynep ile birlikte , üniversiteden arkadaşları İlkay teyze'yi ve benden bir ay küçük oğlu Bulut'u görmeye Maslak'a gittik. Yolda ben ve Zeynep arkada oto koltuklarımıza oturduk ama ben bir süre sonra hem trafikten sıkıldığım hem de uykum geldiği için ağlamaya başladım. 4 yaşındaki Zeynep de benim bir yerimim ağrıdığını sanarak ağlamaya başladı :( Annem beni sakinleştirmeye çalıştı derken Aslı teyze bizi başarılı ve sakin bir şekilde Maslak'a ulaştırmayı başardı.
Annemler hasret giderdi , biz de Bulut ile yeni hediye oyuncaklarımızla oynadık ve onları çok sevdik. ( teşekkürler aslı teyze , teşekkürler ilkay teyze :)) Ben bir ara Bulut'u sevmek isterken canını acıttım ama söz bir daha yapmayacağım İlkay teyzecim.
Dönüş yolunda trafik daha da kötüydü ve ben akşam uykusu moduna girdiğim için daha da çok ağladım. Aslı teyze bu sefer bana şarkılar söyledi , telefonundan müzikler dinletti. Ama kısa süreli sakinleşmemi sağlasa da daha fazla bağırmamı engelleyemedi. Eve vardığımızda sesim bile kısılmıştı. Aslı teyzecim beni sakinleştirmeye çalıştığın için sağol , yolda uslu durmayı da öğreneceğim zamanla.

Rize Tatil Notları 2

Babam İstanbula döndükten sonra herkesin sevgilisi oldum ama hep babamı özledim :(























İçlem abla benimle çok ama çok ilgilendi. Kucağında uyku keyfi bile yaptım .






Teyzem de hep benimle ilgilendi, sabahları onun yüzünü elleyerek uyandırdım onu hep :) Bana sabahları kuşları öğretti .






















Annemin köyü tam bir curcuna. Yaz nedeniyle herkes büyük şehirlerden gelmiş buraya. Eve gelen giden gürültü eğlence hiç eksik değildi. Çok eğlenceli, nereye bakacağımı bilemedim. Akşam yorgunluktan erkenden uyuyakaldım hep.
Blogda yer vermeyi atladığım oradaki tüm sevenlerimi öpüyorum.















Dayım ve arkadaşları Gökhan ve Burak abi de yaylaları gezmek için gelmişlerdi, benimle de oynamayı ihmal etmediler.




















Seden abla benim poz poz fotoğraflarımı çekti. Beni çok ama çok güldürdü mimik ve sesleriyle...




Dedem gürültüsüz yapamıyor, ben de onun bu
haline hep güldüm. Ben güldükçe o daha çok gürültü yaptı. Bana horon öğretmeye çalıştı ama ben zaten biliyordum, annem öğretmişti.











Anneannem hep hareket halinde, çok yoruluyor ama eğlencenin kokusunu aldığı anda yorgunluğunu unutup her yere koşarak gidiyor.



Annemin amcası Naci amca ve Emine yenge beni çok sevdiler. Tabi ki ben de onları.


Annemin kuzeni Mualla ile aramızda özel bir ilişki var. Gündüzleri uyumayı pek tercih etmememe rağmen onun evinde hep uyuyakaldım. Annemin dediğine göre fıstık halam beni uyutuyormuş :)

Annemin kuzeni Taner amca ve oğlu Tanıl Abi de köye gelmişti. Onları da çok sevdim.

















































Anneannemin köyünün bulunduğu Fındıklı'yı da gezmeden olmaz dedik ve dağlara doğru ilerledik. Fındıklı'nın dereleri çok güzel ama çok soğuk. Babam gördüğü her suya beni sokmasa rahat edemiyor ama anlamıyor ki su soğuk ve ben soğuk suda yüzmek istemiyorum . Kendi de giremiyor zaten soğuk diye, niye beni sokuyorsa anlamadım !!!




















Fındıklı'ya gitmişken annemin çocukluk arkadaşı Fatoş teyze ve kızlarını da ziyaret ettik.
İrem ve Elif abla beni çok sevdi , benimle çok ilgilendiler. İrem abla ben uyurken beni uyandırma girişimlerinde bulunduysa da annem onu engelledi.















Sonunda denizi sevdim. Sevmek için Karadenize girmem gerekiyormuş ya da annemle girmem :)




















Bu arada taşların tadı da pek güzelmiş , bol bol tatlarına baktım.

Kısaca Rize tatilim Lazların arasında çok ama çoookkkk eğlenceli geçti :D

21 Ağustos 2008 Perşembe

Rize Tatil Notları 1

Gelelim annemin köyü ( Rize ili Pazar ilçesinde ) ve çevresindeki tatil anılarımın birinci kısmına...

Tatil sabahı ziyaretime Berkay abi ve Ayşegül teyze geldi. Berkay abimle fotom yoktu , hemen çekiliverdik :)















İlk uçak yolculuğumu 17 temmuz akşamı Trabzona yaptım. 2 saat rötar yaptık , hem de uçağın içinde bekleyerek , bütün bebekler, çocuklar bağırdı ama ben uyumayı tercih ettim :)










İlk gün Melo'yu ziyarete gittik, gerçekten tepelik bir yerde oturuyor, neyse ki yolu var, otomobil ile gittik, çok az yürüdük .







Aydere gitmeden olmaz , Bukla'nın horon gecesine katılmadan hiç olmaz diyerek cumartesi akşamı soluğu Ayder yaylasında aldık.











Çamlıhemşinde ailecek pazar kahvaltısı yaptık. Pervin yenge ve anneannemle poz verdik ....


Arkadaşım Soykan , Mahmut amca ve arkadaşım Aydan ile..


Anne ve babamla Pokut yaylasına giderken çok heyecanlıydım , 1 saatlik yolda kamyonetin inanılmaz sallantısında uyuyuvermişim. Pokut'u sis basmıştı , yapmur çiseliyordu. Deniz abla büyük bir zevkle beni kalacağımız Pokut yayla evine dek taşıdı, ben de onu çok sevdim :)
Babam ve annemle sis nedeniyle kapandığımız pansiyonumuzda Filiz teyze bizi besledi de besledi.

Annemin sabahın 5 inde odanın penceresinden çektiği fotoğraf . Pokut'tan manzara...




















Ertesi sabah hava açık olunca hemen çevreyi gezmeye başladık. Pokut yaylasını gezdikten sonra Sal yaylasına babamın kucağında yürürken uyuyakaldım.




























Babamla ineklere sataştık, tereyağı yapan yayla kadnlarıyla muhabbet ettik.

Sonra da babamla bir güzel kucak keyfi yaptık.

Bir kaç saat sonra yaylayı yine sis bastı, biz de pansiyondan ayrılıp Çamlıhemşine indik. akşam da babamı İstanbul'a yolcu ettik :(